Rosenborg beraberliği sonrası Mourinho’yla Chelsea’nin yolları ayrılırken takımın başına geçici olarak Avram Grant getiriliyordu. İsrailli teknik adam takımını gruptan çıkarmayı başarmış ve ikinci turda Yunan temsilcisi Olympiacos’u saf dışı bırakmıştı. Lampard, Ballack ve Drogba gibi yıldızlarıyla Chelsea’nin tek bir amacı vardı; Şampiyonlar Ligi kupasını müzelerine götürmek…
Kadıköy’de ilk düdük çaldı ve nefes kesen 90 dakika başladı. Maça hızlı başlayan taraf konuk ekip Chelsea’ydi. 13′üncü dakikada o güne kadar kendi kalesine attığı gollerle öne çıkan Edu susuyor, bu sefer Deivid sahneye çıkıyordu. Malouda’nın içeri çevirdiği topta ayağını sokan Deivid’in ters vuruşuyla temcilsimiz 1-0 geriye düşüyordu. Ancak ikinci yarı sahnede bambaşka bir Fenerbahçe vardı.
Dakikalar 64′ü gösterirken Aurelio defansın arkasında Colin-Kazım’ı görüyor, Kazım da kalecinin soluna yaptığı sert vuruşla skoru dengeliyordu. Kadıköy üstündeki ölü toprağını atmış, Chelsea’nin yenilemeyecek bir rakip olduğunu görmüştü. Kaleci Hilario golde çaresiz kalırken birkaç dakika sonra başına geleceklerden habersizdi.
Maçın son 10 dakikasına girilmek üzereydi. 1-1′lik skoru yeterli görmeyen Fenerbahçe rakibinin üstüne yüklenmeye devam ediyordu. İlk golün sahibi Colin-Kazım önce kaleye sokulmayı denedi, yapamadı. Yanındaki Önder’i gördü, Önder Maldonado’ya verdi, Maldonado da Deivid’e. Deivid kaleciyle göz göze geldi ve tereddüt etmedi. Topa vurmadı Brezilyalı, adeta ateş etti, tetiğe bastı. Şükrü Saraçoğlu’ndaki 50 bin Fenerbahçeli nefesini tuttu ve…
Tam köşeden! Deivid’in şutu tam köşeden Chelsea ağlarıyla buluşurken Fenerbahçe İngiliz devi karşısında 2-1 öne geçiyordu. Maçın spikeri Emre Tilev golü “Yok böyle gol!” çığlıklarıyla anlatırken Kadıköy adeta bayram yerine dönmüştü. Kalan dakikalarda iyi savunma yapan Fenerbahçe beşinci Şampiyonlar Ligi maçını da kazanıyor ve bir hafta sonra Stamford Bridge’de oynayacağı rövanş maçı öncesi avantajı eline geçiriyordu.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder